24 Aralık 2008 Çarşamba

Son Zamanlarda İzlediğim Filmler

LONDON : Evde öylesine film bakarken ablamın yeni aldığı filmler arasından konusunun ne olduğunu bilmeden elime geçince izledim bu filmi. her jason statham hayranının izlemesi gereken bi film. jessica biel de olduğundan daha bile güzel bu filmde. film genel olarak tek bir mekanda geçsede oyuncuların bir o tarafa bir bu tarafa gelip gitmeleri hiç durmadan konusmaları filmi akıcı kılıyor. zaten oyuncular konusurken yaşanan flashbacklerle bi anda tuvalet sahnesinden çıkıp kendinizi başka bi yerde buluyosunuz. gerçekten çok güzel bi film. vermek istediğini okadar saf yalın ve çarpıcı vermişki beğenmeme ihtimaliniz yok!

AROG : sanmıyorumki daha önce hiç bir film hakkında daha çekimleri bile başlamadan filmin yorumları başladı, yada daha önce ben hiç böylesiyle karşılaşmadım. dolayısıyla noluo gora çekileli 2 senemi oldu 3 senemi oldu devam filmi yapılacağı öğrenildiğinden beri insanlar en az iki yıldır arog u bekliyor.. ee birseyi iki sene beklersen beklentilerin nolur her geçen gün artar. sonra nolur filme giren hiç kimse memnun ayrılmaz. tabiki hiç kimse demek istemiyorum ben şahsen çok beğendim arog'u. evet gora kadar güldürmüyordu amaa gora dan çok daha farklı bişey vardı bu filmde. gora bence sadece dialoglarıyla, karakterleriyle güldürmeye yönelik bir filmken arog ondan çok daha farklı birşey olmuş.örneğin futbol sahnesinde rıdvan dilmenin '' bence gol olur'' demesi aklımda en çok kalan sahnelerden biriydir. film vizyona girmeden bi hafta öncesine kadar cem yılmaz her programda filmini anlatıyordu ve dediği tek birsey dikkatimi çekti; '' bu filmi dekoderi olan anlar ve güler, dekoderi olmayan anlayamaz.''
gülmekten ölücez beklentileri ile gitmeyin inanın ki film sizi güldürüyor..

12.12.2008 DÜNYANIN DURDUĞU GÜN : nedir bu dünyanın 2012 de biticeğine inanmak onu pek anlamış değilim ama bu filmde dünyanın sonuyla alakalı diye bi görmek istedim. bilimkurgu pek sevmem zaten ama yani bilmiorum çok kötü bi filmdi. gerçekten izlemek istememe kendimi zorlamama rağmen 15. dakikadan sonra uyumaya karar werdim. ne yalan söyleyeyim hiç mi hiç tavsiye etmemekteyim :)

belki bu gece WICKER PARK'ı izlicem.. izlemeden bişey yazmak istemiyorum ama buda kesin izlenmesi gereken filmler arasındaymış dendi bilgilerinize arz edilir..

Boğaziçi Köprüsü

Köprü artık o kadar komik bir hal aldıki kimi yerde beş şerit kimi yerde iki şerit.. ve şeritler öyle düzenli bir şekilde de azalmıyor bi anda kendini beşten iki şeride inmiş bir yolda buluyosun. strateji oyunu oynar gibi hissediyorum kendimi zaten herkesi bir yerlere yetişme çabasıyla bi telaş sarmış ne sağına bakan var ne soluna..
işçi arabasının yanlış çıkmasından dolayı geçen ay iki kişi hayatını kaybetti bakıoyorumda şimdi bazı yerlerde işçi arabası çıkabilir diye şeride kukalar koyuyorlar ama bizimkiler bir şerit bi şerittir diyerek ne uyarı dinliyor ne kuka orayıda kullanmaya devam ediyor.. ee şimdi işçiler mi suçlu oldu yoksa uyarılara aldırmadan bildiğini okuyan bizler mi ?
Ama metrobüsten umutluyum herkes toplu taşımaya yönelsinde bizde rahat gidip rahat gelelim insanı araba kullanmaktan soğutuyor bu trafik.. az kaldı ama inşaatlarının bitmesine bende heycanla bekliyorum ne sonuç çıkıcak bakalım bunca aydır süren çalışmadan..

16 Kasım 2008 Pazar

Atatürk'ün Bursa Söylevi..

Atatürk'ün Türk gencine duymuş olduğu inancı herkes görsün istedim..

“Türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir.Bunların gerekliliğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır.Bunları güçsüz düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı duydu mu, bu memleketin polisi vardır, adliyesi vardır demeyecektir.Hemen müdahale edecektir.Elle, taşla, sopa ve silahla, nesi varsa onunlaYine düşünecek, demek adliyeyi de düzeltmek gerekir,diyecektir.Onu hapse atacaklar.Yasal yoldan itirazlarını yapmakla birlikte;Bana, İsmet Paşa’ya, meclise telgraflar yağdırıp,Haklı ve suçsuz olduğu için serbest bırakılmasını,korunmasını istemeyecek,Diyecek ki: Ben kanaatimin gereğini yaptım.Müdahale ve eylemimde haklıyım.Eğer buraya haksız olarak gelmişsem,Bu haksızlığı oluşturan nedenleri düzeltmek de benim görevimdirİşte,benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği...”

11 Kasım 2008 Salı

denemedir

kuştepe pastane'de erkan hocanın zoruyla ilk yazımı yazıyorum.vatana millete hayırlı olsun.